Gün gelecek çevre para edecek. Yeşil ekonomi dediğimiz oluşumun çarkları öyle bir dönecek ki bu çarkları kullananlar ileriye gidecek, kullanamayanlar ise çarklar arasında ezilip gidecek. Peki çevrenin nasıl para edeceğini nereden çıkarıyoruz?

Akla ilk gelen iklim değişikliğinin küresel ekonomiyi veya tüketici alışkanlıklarını doğrudan etkilemesi. Ancak ben biraz daha kulağı tersten göstererek çevrenin nasıl para edeceğini değişik bir açıdan açıklamak istiyorum. 

Ekonomi kendisine her zaman bir rekabet unsuru yaratmak zorunda. Gelinen süreç bize bunu gösteriyor. Bir zamanlar, kapasite-üretim her şey demekti. En çok üretebilen markalar ilk sırada yer alıyordu. Sonra talebe göre üretim yapmak kıymetli oldu. Bugün bunlar da yetmemeye başladı.. Çünkü herkes hemen hemen aynı noktada. Teknolojiler belirli bir seviyeye geldi. Peki herkes belirli bir noktaya geldiyse farklılık veya rekabet nasıl yaratılacak?  

Yeni rekabet çıtası, yine bir adım önde olan firmalar ve ülkeler tarafından konuluyor. Bu çıta ekonominin bütününe nüfuz etmeye başlıyor. Sizlere ilk bakışta çok da anlamlı gelmeyen unsurlar eninde sonunda karşınıza çıkıyor. 

Burada dikkat edilmesi gereken bu oyunun kural koyucularının neler yaptığının ve nihai hedeflerinin iyi okunması. Siz de bu oyunun parçası iseniz oyunu kurallarına göre oynamanız ve günü geldiğinde oyunun kuralarını koyacak kadar güçlenmeniz gerekiyor.

Aslına bakarsanız ülkelerin çevre ile ilgili kanunları koyması, anlaşmalara imza atması önemli ama ekonominin genel akışı içinde çok belirleyici değil. Günümüzde devletlerden daha büyük hale gelen global şirketler var. Bunların eğilimi her şeyi doğrudan etkiliyor. Ve bu firmalar ısrarla çevreci ve sürdürülebilir bir ekonomiden bahsediyor. Dikkat ederseniz global firmalar 1990’ların sonunda bu politikalara başladılar. Bugüne kadar da epey yol aldılar. Lafın kısası rekabette bir adım öne geçtiler.

Global markalar fabrikanıza giren araçların hangi Euro normuna sahip olmasından tutun da tükettiğiniz suya kadar her şeye karışıyorlar. Eğer onlarla iş yapmak istiyorsanız, onların kurallarına göre davranmanız gerekiyor.  İşin kötü tarafı oyunun kuralını siz belirlemiyorsunuz veya değiştiremiyorsunuz. İşin güzel tarafı her ne şartta olursa olsun çevrenin kazandığını bilmek.

Suyu para ile satın aldığımız günden beri havanın da bir gün paralı olabileceği günü kovalıyoruz. Dünya bir yere gidiyor ve bu momentumu görebilirsiniz. Karbon ayak izleri, karbon piyasaları, çevreci enerjiler, yeşil lojistik, sürdürülebilirlik tahmin ettiğinizden çok daha yanı başınızda. 

 

- - - - -