Lufthansa Cargo global olarak 4 kıtada yaklaşık 100 ülkede ve 300 varış noktasına 11 adet farklı ürün seçeneği ile hava kargo taşımacılığı yapıyor. Söz konusu ülkelerdeki 50 destinasyona 104 ton kapasiteli B777F ve 93 ton kapasiteli MD11F tipi kargo uçağı ile hizmet sunuyor. 2014 senesinde gerçeklesen 1.669 ton toplam kargo ve postanın bölgelere göre dağılımı ise yüzde 33.3  Avrupa, yüzde 30.7  Kuzey ve Güney Amerika, yüzde 8 Afrika ve Ortadoğu,  yüzde 28  Uzakdoğu olarak gerçekleşti.

Türkiye pazarında kış sezonu haftada 4, yaz ise 3 sefer ile 93 ton kapasiteli MD11F İstanbul - Frankfurt Kargo uçağı ile hizmet veren Lufthansa Cargo, buna ek olarak Frankfurt`a günde 3 adet yolcu uçağı kargo kapasitesi, ayrıca İstanbul’dan yine günde 3, Ankara`dan günde 2 ve İzmir’den her gün olmak üzere Münih destinasyonu yolcu uçağı kargo bölümleri müşterilerinin kullanımına sunuluyor.

Ankara, Antalya ve İzmir çıkışlı SunExpress yolcu uçağı  seferlerinin kargo kapasiteleri ile müşterilerin Ankara ve İzmir’den kargo uçaklarına ulaşımını sağlamak için faaliyet gösteren tarifeli kamyon seferleri de bulunuyor. 

Lufthansa Cargo Türkiye Genel Müdürü Hasan Hatipoğlu, Türkiye hava kargo sektörünün dünyadan daha hızlı büyüdüğüne dikkat çekti. “IATA’nın rakamlarına göre 2014 yılında küresel hava kargo pazarı bir önceki yıla göre yüzde 4,5 büyüme göstermiş olup,  bu sene için de büyüme oranı yüzde 5,5 olarak öngörülüyor. Türkiye hava kargo pazarı ise 2014’te 2013 yılına kıyasla yüzde 15,1 oranında, yani globaldeki büyüme rakamlarının üç katı büyüme kaydetmiş, bu süreç 2015 senesi ilk beş ayında ise yaklaşık yüzde 8 büyüme ile devam etti.” diyen Hatipoğlu, 2015 yılında sektörün beklentilerini karşılayan bir yıl olacağını kaydetti.

Türkiye hedefleri ikiye katladı

Türkiye olarak 2015 yılının ilk üç ayında Güney ve Kuzey Amerika pazarından 4 kat daha fazla büyüme gösterdiklerini kaydeden Hatipoğlu, Lufthansa Cargo Türkiye’nin finansal hedeflerini de 2015 yılı kümülatifte ikiye katladıklarını söyledi. Birinci önceliklerinin en üst kalitede servis olduğunu belirten Hatipoğlu, Lufthansa Cargo Türkiye ekibinin bütün kriterlerde Türkiye deki rakiplerine büyük fark atmakla kalmayıp, Lufthansa Cargo içi ülkeler arası rekabette de en yüksek sonuçları aldığını kaydetti.  Hatipoğlu, Türkiye ile ilgili planları hakkında ise şunları söyledi:

“Türkiye’de de kargo uçağı seferlerimizi arttırarak gelişen pazardan pay almak iş planımızda öncelikli maddelerden biridir. Büyüme odaklı diğer maddeleri ise SunExpress ile açılacak yeni destinasyonlarla sunumumuzu arttırarak çeşitlendirmek, aynı zamanda İstanbul’da Atatürk Havalimanı’na iyi bir alternatif olan Sabiha Gökçen’i de değerlendirmek olarak özetleyebilirim. İnşaat halinde olan yeni Havalimanı Türkiye Hava Kargo pazarı için çok farklı ufuklar açacağından faaliyete geçeceği günü dört gözle bekliyoruz.”           

Hava kargo ambulans servisidir

Lojistik sektöründe hava kargonun nasıl bir rolü olduğuna da değinen Hatipoğlu, şunları söyledi: “Hava kargo sektörü özellikle emtia değeri çok yüksek, acil ve/veya çok acil, genellikle uzun   mesafeli gönderiler için tercih sebebi olduğundan lojistik sektörünün olmazsa olmazıdır, hatta amiyane tabirle ambulans servisidir diye niteleyebiliriz. Yukarıda belirtilen faktörlerden ayrı olarak  hava kargo taşımacılığı sektörde ki diğer aktörlerle karşılaştırılınca en az risk ihtiva eden ve en güvenli taşımacılık şeklidir. Bu sebeple belki de zincirdeki nitelikli çalışanlarıyla, çok yoğun emek isteyen, ayrıca yatırım maliyeti çok yüksek halkadır denilebilir.”    

Çözüm bekleyen sorunlar

Atatürk Havalimanı’nın yetersizlikleri yüzünden karşılaşılan operasyonel aksaklıklar yaşandığına dikkat çeken Hasan Hatipoğlu, slot sıkıntısı sebebiyle sektöre farklı oyuncuların yeteri kadar ve aktif olarak katılamadığına dikkat çekti. Hatipoğlu, gümrük sistemlerinin uluslarası normlarda sisteme entegrasyonu ile eAWB/eFreight uygulamalarına gerçek anlamda geçilebileceğini vurguladı.