Sektöre yön veren firmalarımızın başında gelen Ekol, Borusan ve Omsan; lojistik performansımızı yeterli bulmuyor. Neden bulmuyorlar? Çünkü gümrüklerin yeteri kadar hızlı olmadığını düşünüyorlar. Çünkü  maliyetler artıyor. Çünkü modlar arasında dengesizlik var. Açıklayacağımız o kadar çok etken var ki? Sektörün dışında olan konuların sektörü geriye götürmesi bir yana, sektörün kendisi de artık sorun üretmeye başladı. 

Lojistik Performans Endeksi’ndeki temel sorun Türkiye gibi lojistik avantajı olan bir ülkenin endekste böyle geri kalması. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Kaldı ki ihracat ile ekonomisini büyütmeyi planlayan bir ülkenin endekste geri kalması, maça 1-0 yenik başlaması demek. Bu arada LPI’daki sıralamanın bu sektörün tam anlamıyla filmini çektiğini söyleyemeyiz. Ancak tablonun geneline bakınca değerlendirmenin çok da yanlış olmadığını görüyoruz.

Dünyada birbirine en az güvenen ulus seçilmişiz. ‘Türk’ün Türk’e güveni yoktur noktasına hızla geldik. Bu algının süratle yıkılması gerekiyor. Öbür türlü iş yapamaz hale geliriz. Dünyada zaten korumacılık artıyor, işler zorlaşıyor. Bir de üstüne ayağımıza pranga takmayalım. 

Doğu batı ekseninde yer alan Türkiye, sarkacın her zaman ortasında yer almasını bilmeli. Bunun için lojistikte kaynakların daha iyi kullanılması gerektiği kanaatindeyim. Özellikle firmaların entegre lojistik hizmeti verebilmek için, kamyondan envai çeşit treylere, gemilerden limanlara, vagonlardan lokomotiflere, depolardan istif makinelerine kadar pek çok alanda kendilerini yatırım yapmak zorunda hissediyorlar. Bir müşteriye tam anlamıyla hizmet verebilmek için firmalarımız taşın altına elini sokuyor. Ancak firmaların her yere yatırımdan ziyade bir veya birkaç konuda yetkinliği artarsa ülke olarak daha verimli hale geliriz diye düşünüyorum. 

Herkesin deposu veya lokomotifi olmak zorunda değil. Önemli olan; deponun tüm ülkenin ihtiyacını karşılar nitelikte olması. Yapılacak projeler, hatlar, yatırımlar sadece bir firmanın değil belki de birkaç firmanın konsorsiyumu ile hayata geçmeli diye düşünüyorum. Aksi halde büyük firmalarımız her zamankinden daha çok koşacak ve daha çok yorulacak.

Gelecek sayımızda ‘otomotiv lojistiğini’ ele alacağız. Sorunlar neler, özel çözümler neler aktarmaya çalışacağız.

Daha güzel günlerde buluşmak dileğiyle.

- - - - - - -