İlaç sektörü eylül ayında yayınlanacak GDP Kılavuzu’nu (iyi dağıtım uygulamaları) bekliyor. İlaç lojistiğinde özellikle ambarlar ve taşımada büyük bir eksiklik var ve bu ilaç kalitesini ve güvenliğini tehdit ediyor. Sektöre önemli standartlar getirecek olan GDP Kılavuzu, ilaçların nasıl ve hangi şartlarla taşınması gerektiğini ortaya koyacak. Şu anda ambarlar üzerinden taşınması yapılan, kamyon kasaları ile Türkiye’nin  dört bir tarafına gönderilen ilaçların sağlıklı bir taşıma hizmeti aldığını söylemek oldukça zor. En büyük değişim de burada olacak. Zira depolar ve eczanelerde ilaçlar uygun ortamda saklanıyorlar. Ancak kamyon kasalarında kışın eksi 30 derecelerde yazın ise 50 derecelerin üzerindeki sıcaklıklarda ilaçlar taşınıyor. Gerekli olan ısı değeri ise 15-25 derece arası yani oda sıcaklığı. Bu ısı değerini korumak için kamyon kasalarından, frigorifik araçlara geçilmesi gerekiyor. Bu elbette bir maliyet getirecek. Burada da bu maliyetin kim tarafından karşılanacağı sorusu ortaya çıkıyor. Şu andaki mevcut durum itibariyle ambarlara kadar ücreti ilaç firmaları öderken ondan sonraki ücreti ise ecza depoları karşılıyor. Yeni durumda uygulamanın nasıl olacağı önemli. 

Bu ayki dergimizin dosya konusunu oluşturan ilaç lojistiği ile ilgili sektörün önemli firmalarından Ekol Lojistik, DHL Suply Chain ve Farma Kim ile özel görüşmeler gerçekleştirdik. Elbette bu firmalar GDP Kılavuzu’nun getireceği standartları çok önceden uygulayan ve verdikleri hizmetlerle adını duyuran firmalar. Mevcut durumda sıkıntıların bulunduğunu belirten firmalar GDP Kılavuzu ile sektöre bir çekidüzen verileceğinin üzerinde duruyorlar ve bunu destekliyorlar. Tabi burada önemli olan getirilen standartların uygulanması. Burada da devreye kontroller giriyor. 

Görünen o ki eylül ayında yayınlanacak kılavuz ile birlikte 2 yıllık bir geçiş süresi verilecek. Bu süre içerisinde depolama, izlenebilirlik, sıcaklık kontrolü ve takibi gibi birçok konuda sektörün gerekli altyapıyı kurması istenecek.  Ambarlar yerine ısı kontrolü olan depolar kurulabilir. İlaç üretiminin çok büyük bir bölümünün İstanbul ve çevresinde yapıldığı düşünüldüğünde, Türkiye geneline dağıtımı yapılacak olan ilaçlar burada uygun ortamda depolanabilir ve yine uygun araçlarla sevkiyatı gerçekleştirebilir. Bu lojistik sektörünün alışkın olduğu bir süreç ve çok da zor görünmüyor. Tabi burada elini taşın altına sokacak lojistikçiler gerekiyor. Çünkü ilaç taşıması çok karlı değil. Araçların dolu gidip boş gelmesi gerekecek. Bundan ayrı olarak Türkiye’nin merkezinde yer alan aktarma merkezleri de kurulabilir. Tüm bu planları lojistikçiler yapabilir yeter ki onlara eşit koşullarda rekabet edecekleri ortam sağlansın. 



Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle…