UND seçimleri öncesi gündeme oturan ve hakkında birçok suçlamayla karşı karşıya kalan U.N. Ro-Ro, sektör basınının karşısına çıktı. U.N Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu 7 Ocak 2013 tarihinde firmanın Pendik’teki yönetim ofisinde gerçeklen görüşmede; tekel, UND ile olan anlaşma, yüksek navlunlar, firmalara tanınan imtiyazlar, öncelikli rezervasyonlar gibi gündeme gelen her konuda gazetecilerin sorularını yanıtladı.   Rekabet Kurumu kararına neden açıklama gelmedi U.N. Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu UND seçimlerinde taraf olmadıklarını belirterek, Rekabet Kurumu’nun aldığı son kararı şöyle değerlendirdi: “Kamu kurumlarına duyduğumuz saygı gereği şu ana kadar bir cevap vermedik. Kaldı ki, henüz gerekçeli karar da elimize gelmedi” diye cevapladı. Rekabet Kurumu’nun kararı dahil U.N Ro-Ro hakkında dile getirilen bazı yanlış yargıların bulunduğunun altını çizen Gümüşoğlu, “Rekabet Kurumu idari bir organdır. ‘Ceza vermiş’ denmesi yanlıştır. Rekabet Kurumu’nun verdiği karar yargı kararı değildir. Kararı yargı kararına açıktır. Rekabet Kurumu’nun gerekçeli kararı elimize geçtiği andan itibaren ilk itiraz davasını biz açacağız” Tekel değil, hakim konumdayız  Rekabet Kurumu’nun U.N Ro-Ro hakkında aldığı kararın tekel anlamına gelmediğini savunan Gümüşoğlu, U.N Ro-Ro’nun Türkiye Ro-Ro pazarının yüzde 70’ine hakim konumunda bulunduğunu, kararın U.N Ro-Ro’yu tekel değil, pazarda hakim konumda ilan ettiğini dile getirdi. Gümüşoğlu, pazara hakim durumda olmanın suç olmadığını savundu. UND Deniz’in iflasında U.N Ro-Ro’nun etkili olup olmadığı konusunda da açıklama yapan Gümüşoğlu, Marsilya hattının daha önceden planlandığını söyledi. Gümüşoğlu şunları söyledi. “Marsilya hattını açtığı suçlaması doğru değildir. Bize saygı yoksa, son zamanlarda adını sıkça andıkları rahmetli Saffet Ulusoy’a saygı duysunlar. Saffet Ulusoy, 2008’de Dünya Gazetesi Perşembe Rotası’na verdiği bir röportajda Pendik-Marsilya hattının açılacağını duyurmuş. Daha ortada UND Deniz yokken, U.N Ro-Ro Pendik-Marsilya hattını açacağımız açıklanmış” Gümüşoğlu, UND Deniz ile ilgili yaptığı diğer açıkalamlar ise şöyle: “Yapılan bir açıklama var. Deniyor ki Ağustos ayında U.N. Ro-Ro daha bizim pazarımıza girmeden bizim zararımız 3 milyon Euro’ydu. Bu açıklama var mı? Var. Basının önünde yapılmış bir açıklamadır. Şimdi biz olmadığımız halde daha fiyatla ilgili bir politikamız olmadığı halde Ağustos’a kadar 3 milyon Euro zarar etmiş bir firma, Kasım’a kadar ne kadar zarar eder? 6 milyon Euro. Birde Trieste’ye boş gidip gelen bir gemi var. Onun da zararını koyun. Çünkü Trieste hattında bizim herhangi bir şekilde suçlanmamız bile söz konusu değil. Ne Rekabet Kurumu’nda ne de başka bir yerde. Onun zararını da koyun. Artı Kasım ayında biz pahalıyız. Bakın burada başka bir bilgi daha açıklayayım. Rekabet Kurumu’nun raporuna göre, karar daha henüz gelmedi; UND Deniz’in zararı kaç para biliyor musunuz? 860 bin Euro. Çünkü oradaki zarar öyle gözüküyor (Rekabet Kurumu). Piyasa zarar 9 milyon Euro. Hangisi doğru? Ben doğruyu söyleyeyim. 9 milyon Euro zarar doğru. Ama bu rapordaki rakamlar ancak bu mahkemeler aracılığıyla düzeltilebilir.” “Ahlaksız anlaşma” Gümüşoğlu, UND ile yapılan ve bazı çevrelerce ‘ahlaksız anlaşma” olarak dile getirilen süreci detaylarıyla birlikte şöyle anlattı: “UND mevcut yönetimi 2 yıl önce seçildiğinde hacizlerle karşı karşıyaydı. Bilgisayarlar, telefonlar haciz edilmişti. Gazetelerde bu şekilde manşetler vardı. Genel kurul öncesi mevcut yönetim göreve geldikten sonra bizimle bir görüşme yapmak istediler ve biz bir görüşme yaptık. Bize denilen şu; ‘U.N Ro-Ro satılırken  hisseler 13 milyon Euro ediyordu. O hisseler elimizde hala duruyor. Sizde U.N Ro-Ro olarak büyüyorsunuz, daha fazla araç taşıyorsunuz. Gemi yatırımı yapıyorsunuz, bu hisseleri o günkü değerinde olmak kaydıyla örneğin 15 milyon Euro’ya bizden satın alır mısınız? Böylece bizde derneğe kaynak yaratmış oluruz, hem de derneği işler hale getirmiş oluruz. Biz bunu şirketin sahipleriyle paylaştığımızda böyle bir şeyi uygun görmediler. Ama biz yönetim kurulu olarak dedik ki: derneğin madem zor da bir durumu var. Yani mevcut borçların yapılandırılması ve derneğin faaliyetlerini sağlam götürebilmesi için 5 milyon Euro’ya ihtiyaç var. Sonuçta yönetim olarak biz şuna inanıyoruz. Fazla paramızla yarımı yapılacak en iyi yatırım yine U.N Ro-Ro hissesidir. Kendimizin yönettiği, büyüdüğünü gözlerimiz ile gördüğümüz bir şirkete yatırım yapmaktan niye çekinelim. Tamam kendi hissemizi kendimiz alırız dedik. 5 milyon Euro’yu 2 yıllık bir ödeme taksit planı ile derneğe vermeyi taahhüt ettik. Ayrıca geri kalan hisseler içinde şunu söyledik: Ellerindeki hisselerin 3/1’ini almış olduk. 3/2’si içinde biz halka arza gidebiliriz yada biz hisse satışına gidebiliriz siz gelirsiniz geri kalan kısmı bizle birlikte satarsınız. 10 milyon Euro’dan fazla bir para ederse buyurursunuz kendiniz satarsınız. Yok 10 milyon Euro’dan az para ederse aradaki parayı da biz size karşılarız. Bunu da ancak iyi niyet olarak sözleşmemize koyduk.”   Kimsenin dava hakkını elinden almadık Gümüşoğlu, anlaşmadaki dava açılmamasını şarta bağlayan konuya da şöyle açıklık getirdi: “Hep bir maddeden bahsediliyor. Bunları yaptınız ama birde dava açmayacaksınız diye UND bir madde koydunuz. Burası ahlaksız bir anlaşma diye nitelendirilen kısım. Şimdi bu madde okunuyor. Çok haklılar ama bir madde yanlış okunuyor. Başka bir madde var ki bu hiç okunmuyor. Bir dava açamazsınız diye yazmıyor. Dava açmanız için sözleşmeyi fes etmeniz gerekiyor diye yazıyor. Bu şu demek. Biz kimseniz elini tutmak istemedik. Sözleşmeyi fes edersiniz. Biz hisseleri geri veririz, paramızı alırız ve her türlü davayı sonuna kadar açabilirsiniz. Kimsenin elinden Türkiye Cumhuriyeti’nde dava açma hakkı alınmaz. Alamazsınız. Bir madde daha var. O madde diyor ki; Eğer U.N Ro-Ro Rekabet Kurumu’ndan herhangi bir şekilde ceza alırsa U.N Ro-Ro bu sözleşmeyi tek taraflı fes etme hakkına sahiptir. Şimdi soruyorum. Bir firma bu maddeyi niye koyar? İçinde kendisine dava açılmama taahhüdü içeren bir sözleşmeyi niye fes etmek ister. Niye biliyor musunuz? Tamamen basiretli bir tüccar olarak davrandığımız için. Bizim ortaklarımız dedi ki biz eğer bir kurum karşısında cezaya tabi tutulup suçlu şekilde gösterilmişsek yargıda bunu nihayetlendirmeden hiç kimseyi tazmin ediyor, para ödüyor durumuna düşmek istemeyiz. Bizim hassasiyetimiz buydu aynı hassasiyeti bugün de koruyoruz. Biz hiçbir sürecin önü kapansın istemiyoruz. O yüzden de o maddeyi biz istiyoruz dedik ve koyduk.”   “Dava açarlarsa şapka çıkartırım” UND’nin genel kurulunda alınacak kararla geriye dönük anlaşmanın devam kararı alınması halinde buna saygı duyacaklarını belirten Gümüşoğlu, “Sektör genel kurulda hep beraber bir araya gelip de tamam bu işin üstü kapanmıştır eskiye doğru derse ona da hiçbir şey demem. Çünkü orada artık sektördeki herkes karar vermiştir. Hayır biz bu kavgayı verelim. 4 milyon Euro hibe yoluyla para girecek denirse ve U.N. Ro-Ro’ya o para geri ödenecek, dava açılacak deniyorsa da şapka çıkartırım.”   Tazminatı UND’ye hibe edeceğim Çetin Nuhoğlu’nun gerektiğinde o parayı kendisinin verceğinin söylenmesine ilişkin olarak Gümüşoğlu, şunları söyledi: “Ben diyorum ki hastanın ayağına doktor geldi. Bu kaynağı nerden buluruz. Bakın çok önemli bir şey var. Dernekten varlık satışı yapılmadan hibe yoluyla bu kaynağı derneğe verebilecek biri çıktı. Biz diyoruz ki işte bizim istediğimiz seçenek budur. Biz yine 10 milyon, 15 milyon Euro öderiz. Biz şirketimizin varlığına inanıyoruz. Ama bunu derneğin açacağı dava önünde engel gibi görmesin. Biz bu parayı alalım ve süreç bitsin. Cezalı mıyız? Paramızı ödeyelim. Cezalı değimliyiz hiç fark etmez o hisseler için oturalım hadi gelin hisselerimizin pazarlığını yapalım diyelim. Yine biz ona aynı değeri veririz.” Gümüşoğlu, Çetin Nuhoğlu’nun 4 milon Euro’yu vermesi durumunda kendilerinin fesih gelecek 500 bin Euro tazminatı faiziyle UND’ye hibe edeceklerini söyledi.   Fiyatları sabitlemedik, BAF’ı uyguluyoruz Gümüşoğlu, herhangi bir şekilde bir açıklamanın karşısında çıkıp fiyatları sebitlemediklerinin vurgulayarak, 2012 yılının Mayıs ayıdan itibaren BAF’ı uyguladıklarını ve bu zaman zarfında fiyatlarda düşüş yaşandığını iddia etti. Gümüşoğlu’nun açıklamaları şöyle: “Yönetim kurulu ilgili kurumlarında tartışmadan bir yıllık fiyat politikası, stratejisi açıklanabilir mi? Siz 1,5 milyarlık değeri yönetiyorsunuz ve ertesi gün hemen biz fiyatları sabitledik diyebileceksiniz. Böyle bir şey olamaz. Müşterilerimizin sesine kulak vermiyoruz diyebilir miyiz? Müşterilerimiz ile yaşıyoruz. Sabahtan akşama kadar telefonları ile birlikteyiz. Herkesin derdi ile birlikteyiz. Müşterilerin taleplerini dikkate almadan bir şey yapabilme mümkün mü? Biz Eylül 2011’den beri fiyatlarımızı değiştirmiyoruz. Geçen senenin başında dernek ile yaptığımız toplantılarda; fiyatları sabitleyip BAF üzerine bir politika güderseniz, nakliyecilerde yaptıkları kontratlarda ihracatçılardan, ithalatçılardan yaptıkları kontratlarda bu BAF’ı yansıtırlarsa piyasa regüle olur. Fiyatlama bir yere oturur diye onlarla paylaştık. Çok makul ve mantıklı bulduk ve Mayıs’tan beri de biz BAF uyguluyoruz. Önümüzdeki senede böyle devam edecek. Böylelikle de bu BAF uygulaması 2 seneye yakın süredir uygulanıyor alacak. Fiyatlara zam yapıldı diye söyleniyor. Biz Mayıs 2012’den beri fiyat indiriyoruz. BAF orda en yüksekti, indiriyoruz.”   İptaller tarifeli sefere uyuyor Sefer iptalleri ile ilgili soruları da yanıtlayan Gümüşoğlu, şunları söyledi: “Yılbaşlarında, Ağustos ayında, bayramların arkasında her zaman için kargo üretiminde ve yük taşınmasında bir düşüş olur ve düşüşte nakliyecilerde filolarını bakım-tutuma alırlar. Aynı şekilde bizde gemilerimizle ilgili gerekli işlemleri bu dönemde yaparız. Yıl içerisinde sefer iptalleri bu dönemi kapsayan 7-8’i geçmez. Bakmamız gereken nokta şu; U.N. Ro-Ro geçen yıl kaç tane sefer yaptı? 2012 yılında 626 sefer yaptık. 03 Ocak 2013 tarihindeki yapılan iptaller klasik iptallerdendir. Başka bir şey değildir. O dönemde kargo oluşmamışı sebebiyle oluşan iptallerdir. 600 seferin içinde yüzde 1 iptallerdendir. Tarifeli sefer var mı? Şimdi kar yağdı uçak iptal oldu. Eğer oranınız yüzde 1’in altındaysa bu tarifeli seferlere uyulmuyor denemez. Büyük haksızlık olur. Burada oran önemlidir. 100 tane yaptığınız seferin 99.9’u tarifeli seferlere ayarladığınız programa doğru gidiyorsa ve sefer iptallerini önceden müşterilerinizle konuşarak, duyurarak palanları iptal ediyorsanız dünyanın her yerinde bunun adı tarifeli seferdir.” UND Deniz’in de 2010 yılında Trieste sefer iptalleri olmuştur diye sirküleri vardır. Onlarda yönetmeliğe aykırı mı hareket ediyorlardı?”   Ambarlı’daki müşteriler mağdur edilmiyor Gümüşoğlu, Pendik’te gemi dolunca Ambarlı’ya uğranılmadığı konusundaki eleştirileri de yanıtladı. Bunun yılda 2 veya 3 kez yaşandığına dikkat çeken Gümüşoğlu, “Biz total yükü zamanında ulaştırmak için hareket ediyoruz. Oradaki araçları arıyoruz, 30-40 Kmyol alıyorlar ve gelip Pendik’te gemimize biniyor. Dolayısıyla biz bu şekilde hiçbir müşterimizi mağdur etmiyoruz. Pendik’te her gün gemi kalktığı için bazen Pendik’tekini bir sonraki güne bıraktırıp Ambarlı’dakini alıyoruz. Çünkü Ambarlı’da hafta da 3 gün gemi var Pendik’te ise her gün. Eğer birileri mağdur oluyoruz diyorsa Pendik tarafındakilerdir Ambarlı değil. Pendik’te her gün gemi olduğu için total müşteri memnuniyetini yaratmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.   Ekol ve Mars’a destek veriyoruz Gümüşoğlu, Ekol ve Mars’a imtiyaz sağlandığı iddiaları hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Biz kombine taşımacılığa kafamızı, gözümüzü koymuş şirketiz. Buna yatırım yapmaya devam edeceğiz. Şimdi geliyorum Ekol-Mars konusuna. Trenle gidiyorlar. Blok trenin parası bir araba da yükleseniz 32 araba da yükleseniz ödeniyor. Yani bu yük trene bağımlı, Ro-Ro’ya bağlı. Ro-Ro da bu yüke bağımlı. Karşılıklı bağımlılığımız var. Eğer o yük zamanında gitmezse bu model çalışmaz. Bu model çalışmadığı zaman tekrar kara yoluna dönüş olur yükte. Evet Ekol’e yer garantisi veriyoruz. Şimdi aynı tren işine Mars’ta girdi aynı garantiyi ona da veriyoruz. Burada diğer firmalara da şunu diyoruz. Siz koyun, size de verelim. Çok açık söylüyorum. Evet destek veriyoruz. Yapan herkese de destek vermeye hazırız. Biz küçük büyük diye ayrım yapmıyoruz. Bizim için özel müşteri yok. Tüzel müşteri yok. Bizim için iş modeli var. İş modeline destek verip yatırım yapıyoruz. İş modelini yapan herkese destek vermeye hazırız.”