"Treyler ve Filo Günü" etkinliğinin öğleden sonraki bölümünde de önemli konular gündeme taşındı.
 
2020 yılında TEBS G3 piyasaya sunulacak
Treyler Endüstrisi için Gelecek Teknoloji ve Kapsamlı Sistem Çözümleri hakkında konuşan Markus Lugmayr, 50 yıldır treyler geliştirme sektöründe çalıştıklarını belirterek treylerdeki elektronik gelişim hakkında bilgi verdi.  Knorr-Bremse’nin 2014 yılından itibaren TEBS 2.2 Premium’u sunduklarını ifade eden Lugmayr 2020 yılından itibaren TEBS G3 sistemini piyasaya sunacaklarını söyledi. “2014 yılından itibaren iLvl sayesinde frenlerde ve şasilerde daha fazla teknolojiler kullanılmaya başladı. iLvl gelecek için çok önemli bir teknoloji. Rampa yanaşmalarında ihtiyaç duyduğunuz mesafe ve yüksekliğe göre ayarlama yapabiliyorsunuz. iLvl daha hızlı ve daha az komponent kullanıyor.” diyen Lugmayr, hata tespiti ve konvansiyonel ayarlama istemlerinde olmayan pek çok özelliği sunduğunu belirtti. Lugmayr, sistemin avantajlarını anlatmaya şöyle devam etti: “Şasi yüksekliğinin akıllı bir şekilde yürütülmesiyle daha az yakıt tüketimi ve pnömatik kumanda ile güç beslemesi olmasa dahi rampalarda yükseklik ayarı yapılabilmesini sağlanıyor. Düşük ağırlık , kolay kaldırma ve indirme, İTAP ile önceden programlanan rampa yüksekliklerinin kolaylıkla seçilebilmesi gibi avantajları bulunmaktadır .”


Telefondan treyler yönetiliyor

Gelecekte piyasaya sunacakları TEBS G3 ile yüzde 30 daha az parça ve komponent kullanılacağını belirterek, tek bir treyler modülü ile üç fonksiyonun birleşeceğini söyledi. iTAP sayesinde mobil cihazlardan treylere erişimin sağlanacağını ve kontrol edileceğini belirten Lugmayr, gelişime çok açık olduğunu ve sistemin sürekli olarak geliştirildiğini söyledi. Lugmayr, iTAP, için inovasyon ödülü aldıklarını ve 2 yıldır başarılı bir şekilde sistemin uygulandığını aktararak “iTAP sayesinde aracın çeşitli yerlerine kamera koyabiliyorsunuz. Treylerde her geçen gün daha fazla izlenebilirlik ve bağlanabilirlik olacak. iTAP bütün bunların temelini oluşturacak. Otonom sürüşler sensörsüz olmayacak. İTAP bu noktada bir temel oluşturuyor. Gelecekte bu işlevler standart haline gelecek” şeklinde konuştu. İnsansız sürüş ile ilgili videolar eşliğinde yeni sitemler hakkında bilgi veren Lugmayr, “İnsansız sürüş için kamyon ile treyler arasında uyum olması gerekiyor. Mevcut teknolojide sensörleri bağlamak için çok fazla bir altyapı yok.  Bir bağlantı modülü olması gerekiyor. TEBS bunu sağlayacak” dedi.  
 

Kamyon üretimi gelişmekte olan ülkelerde artacak

Lojistik Sektörüdeki Trendler konusunda Frost & Sullivan Danışmanı Anath Srinivasan konuştu: “Gelişmekte olan pazarlarda 6 ton ve üzeri kamyon üretimi 2.8 milyon adede ulaştı. 10 yıl içinde bu rakamın 4 milyona ulaşması bekleniyor. Artışın Çin, Hindistan, Afrika ülkelerinden gelecek. Kamyon ve otobüs üreticileri gelişmekte olan ülkeler için üretiyor. Amerika, Avrupa’daki satılan ürünler gelişmekte olan ülkelere uymuyor. Bu pazarlara yönelik ürünler geliştirilmesi gerekiyor.” Mega trendlerden bahseden Srinivasan, bunların arasında dijital dönüşüm, sürücüsüz kamyonlar, elektirikli araçlar, yüksek hacimli taşımanın olduğunu dile getirdi.  Dijitalleşmenin yıkıcı bir etkisi olacağını savunan Srinivasan, bunun onucunda navlun, verimlilik, bağlanabilirlik konusunda yeni gelişmelerin olacağını söyledi. Srinivasan, nesnelerin Interneti ile henüz yolun başında olduklarını şu andaki gelişmelerin sadece yüzeyi temizlediğini asıl gelişmelerin daha sonra yaşanacağını savundu. Türkiye’de ulaşım ve depolamada Türkiye’de büyüme yaşandığına dikkat çeken Srinivasan, “Pazar yakın zamanda toparlanacak. Navlun hizmeti sağlayan 100 bin firma var. Pazarda çok sayıda oyuncu var. Yerel oyuncularla birlikte yabancı aktörler artacak” dedi.

15 yıl içinde kamyon paylaşımına hazır olun
Srinivasan, açıklamalarına şöyle devam etti: “Karayolunda kamyonların toplam araç sayısı içerisinde yüzde 5 oranında pay almasına karşın uzun süre yolda kalması ve fazla kilometre yapmasından dolayı emisyon salımında yüzde 20 pay aldığı belirtiliyor. Bununla beraber kamyonların elektirikli olması ve alternatif yakıtlarla birlikte emisyon oranında düşüş yaşanabileceği üzerinde duruluyor. Bu nedenle otomobil yerine kamyonların elektirikli yapılması üzerinde duruluyor. Diğer yandan 15 yıl içinde kamyon paylaşımına yönelik gelişmeler yaşanacak. Bu da yüzde 40’a varan boş seferlerin önüne geçecek.”